Eşimle 10 yıldır neredeyse her haftasonu ormana gidip yürürüz... Senede bir kaç defada dünyanın en güzel trekking rotalarından olan Akdeniz sahili kıyısınca uzanan Likya Yoluna giderek en az 3 saat, en fazla 7-8 saatlik trekking yürüyüşleri yaparız. Doğa içinde yürümek bana eşimin kazandırdığı bir iyilik hali oldu. Onunla tanışmadan önce yürüyüşü sadece spor salonunda, yürüyüş bandı üzerinde bilirdim. Hatta annem ne zaman yazlıkta sahilde “Hadi gel kumda yürüyelim” dese, kumda fayda sağlayacak tempoda yürüyemeyecekmişim gibi düşünür ve anlamsız bir efor sarfediş deyip, yürümezdim. Meğer ben ne cahilmişim, ne kadar sığ görüşlüymüşüm... Yaklaşık 34 yaşımdan beri doğada yürümeye başladım, şu anda 43 yaşındayım ve hayatımdaki en büyük kazançlardan birisinin de kesinlikle doğa yürüyüşleri olduğunu söyleyebilirim. Doğa ile uyumlanmak ve sınırlarını doğa içinde keşfetmek insana müthiş bir özgürlük, güven ve iyi hissetme hali getiriyor. Ayurvedik Yaşam'ın en elzem prensiplerinden olan doğanın ritimlerine uyum sağlayarak yaşamak ve doğada vakit geçirmek bize, son yıllarda batıda bilim adamlarının tavsiyeleriyle hızla önem kazanan farkındalık yani mindfulness egzersizleri ile çok keyifli bir tanışma sağlıyor.
Shinrin-yoku / Orman Banyosu
Meğer orman yürüyüşlerini Japonlar ciddi bilimsel bir terapi metodu olarak kullanıyorlarmış; bu terapinin ismi orman banyosu anlamına gelen “Shinrin-yoku”. Nitekim Zekeriyaköy’e taşındıktan sonra Maslak’dan evimize kadar olan ormanlık bölgeden geçerken her zaman ruhum yıkanıyormuş gibi hissederim. Sanki ağaçlar, kuşlar, dereler, kozalaklar ve muhtelif çiçeklerle dolu olan ormanlık bölgeden arabayla dahi geçerken, ormanın o sakin, dingin, mutlu, huzurlu ve bilge enerjisinin beni baştan aşağı yıkıyormuş duygusuna kapılırım.
İnsan zihninin ötesinde olan kalbinin ve içgüdülerinin sesini dinlediğinde asla yanılmıyor...Ego’nun rehperliğinde ünlü spor salonlarına yazılmak ve oraya bir aidiyet hissetme dönemleri artık yurtdışında çoktan popüler olmaktan çıktı.
Neden New York Central Park’da, Londra High Park’da, Boston’da üniversite kampüslerinin uzandığı Charles nehri boyunca, Chicago’da Michigan gölü etrafında ya da Avrupa’da yeşillik ve toprak olan her yerde sabah 05.30 itibarıyla insanları yürürken ya da koşarken görüyoruz?
Neden Japonya, Çin, Hindistan ve muhtelif uzakdoğu ülkelerinde de insanlar sabahları erkenden parklarda ve açık alanlarda toplanıp Tai Chi, Yoga gibi farkındalığa dayalı fiziksel aktiviteler yapıyorlar?
Hareketin hem fiziksel, hem de zihinsel sağlık ve dengemiz açısından faydalarını gayet iyi biliyoruz ama doğada hareket ettiğimizde bir o kadar daha fazla mutlu olup, iyi hissediyoruz. Neden?
Çünkü insanoğlu doğanın bir parçasıdır. Yazılarımı takip edenler veya Yükselen Çağ Wellbeing Merkezi tarafından düzenlenen seminerlere katılanlar gayet iyi bilir; sahip olduğumuz dokuz bedenden birisi de çevresel bedenimizdir ve doğa ile uyumlanmak için kendimize zaman ayırdığımızda tüm bedenlerimizde birden iyileşme hali başlar. Çünkü doğa Birlik Bilinci farkındalığıyla yaşar, insanoğlu gibi bir ego’ya sahip değildir. Bozulmamış ve saftır... Özetle ayurvedik yaşamın en önemli prensiplerinden olan doğa içinde hareket insana kendini, aşağıda sıraladığım bilimsel bulgular sebeiyle de iyi hissettirir. Spor salonlarındaki lastik kokusunu solumadan, gümbür gümbür müzik veya TV dinlemeden, sadece doğanın sesini dinleyerek, konfor sınırlarının içinde fiziksel bedeninle ister koşarak, ister yürüyerek,ister denizde veya gölde yüzerek, ister tırmanarak, ister patenle kayarak , ister bisiklete binerek, ister kürek çekerek ya da ip atlayarak hareket etmek, hormonal sistemimizi uyararak,tüm bedenlerimizde “İyi Hissetme Hali”ni yaratıyor.
İyi hissetmiyorsak hiç bir şeyin değeri ve anlamı kalmıyor.
Shinrin-yoku yani “Orman Banyosu” terapilerine dönecek olursak, bu trende gerçekten bayıldım! Japonya devleti nezdinde de destek gören bu uygulama için japonlar ülke çapında birçok orman ve orman yolunu orman banyosu için belirlemiş ve bu orman banyosu terapilerine katıldığınızda beslenme eğitimi ve aromaterapi gibi çeşitli farkındalık çalışmalarını da günlük programınız dahilinde alıyorsunuz. Ne hoş! Bizde de bu terapi methodu yeni bir turizm akımı olarak uygulansa keşke...
Trakya’da Istranca Dağları ve Bulgaristan’dan İstanbul’a kadar Karadeniz kıyı şeridini takip eden 300 kilometrelik bir dağ zinciri olan Yıldız Dağları boyunca uzanan ormanlarda veya Fethiye’den başlayıp, Antalya’ya kadar 509 km boyunca Akdeniz sahili şeridinde uzanan Likya Yolu üzerinde planlanacak "Orman Banyosu" haftasonu etkinlikleri, sadece yerli turist değil, uluslararası turistler içinde çok güçlü cazibe noktaları oluşturacaktır. Hem fiziksel, hem de zihinsel sağlık ve dinginlik getiren bu tatil seçeneğini Turizm Bakanlığımız ve turizm yatırımcıları kesinlikle değerlendirmeliler.
Ayrıca Orman Banyoları, Likya Yolu üzerinde yapıldığında bu aynı zamanda bir deniz tatili de olacaktır. Her yıl 23 Nisan ve 29 Ekim tarihlerinde Likya Yolunda yaptığımız trekking rotalarını bir düşünüyorum da, ne zaman tepelik ormanlardan sahile doğru, eşsiz güzellikteki koylara insek, hemen bir ara verip, buz gibi ve masmavi olan pırıl pırıl Akdeniz sularına kendimizi bırakır, tüm yorgunluğumuzu atarız. Yani trekking esnasında denize de girerek, doğanın tüm şifalandırma mekanizmalarından sonuna kadar yararlanırız ve 3 günlük bir Orman Banyosu seyahati sonrası kendimizi tamamen yenilenmiş, huzurlu ve enerjik hissederek şehre geri döneriz.
Peki bilim adamlarına göre Orman Banyosu’nu, doğada yapılan diğer fiziksel aktivitelerden ayırarak ön plana çıkaran en önemli etkiler neler?
- Anksiyete, Depresyon ve Tüm Hastalıklara İyi Gelir
Bitkiler, çürümeden ve böceklerden korunmak için Phytoncide (ahşap özü) maddesini salgılar. Ormanda bulunduğumuz esnada Phytoncide maddesini soluduğumuz havanın içerisinde bizde vücudumuza solunum sistemimiz vasıtası ile alırız; bu madde kanımıza karışır ve bedenimizdeki her yere ulaşır.
Yapılan araştırmalar Phytoncide maddesinin yüksek tansiyonu düşürdüğünü, kronik stresi hafiflettiğini ve bağışıklık sistemimizi güçlendirerek, kanser dahil fiziksel ve zihinsel tüm hastalıklara karşı koruduğunu gösteriyor. Sarımsak, soğan, çam ağacı, çay ağacı ve meşe ağaçları bu maddeyi salgılayan bitkilerin başında geliyor.
Bu arada ben her sabah boğazda ya da bizim mahellede yürüyorum zaten diyenlerdenseniz şu araştırma neticesine bir göz atmanızda fayda var: Şehirdeki parklarda ve ormanlarda yürüyüş yapanlar arasında yapılan bu araştırmaya göre, ormanda yürüyenlerin daha düşük kan basıncına sahip olduğu tespit edilmiştir.Yani özellikle yüksek tansiyondan şikayetçiyseniz, ağaçların bol olduğu bir alanda yürümeyi tercih etmeniz size daha çok fayda sağlayacaktır.
Özetle yürüyüşün fiziksel ve zihinsel bedenimizdeki etkisi, nerede yürüdüğümüze göre değişiyor. Ormanda yüründüğünde kalp atışlarında yavaşlama oluyor; olumlu duygular daha çok çoğalıp, olumsuz duygular hızla azalıyor, ve hastalık önleyici bazı hormonların salgısı daha fazla yükseliyor. Elbette bunda koku duyumuzun beyindeki duygusal merkezimiz ile birbirine direk bağlı olması da büyük bir etken...
2. Yaşama Dair Güçlü bir Farkındalık (Mindfulness) Alanı Yaratır
Orman Banyosu esnasında 5 duyumuzunda farkındalığı yükseliyor.
- Harika bitkiler, manzaralar ve renkler görüyor;
- Mis gibi orman havası soluyor, çiçek ve bitkilerin kokusunu içimize çekiyor;
- Sessizlik içinde sadece doğanın sesi olan rüzgarın, kuşların ve muhtelif orman hayvanlarının seslerini duyuyor;
- DünyAna’ya köklenmiş güzeller güzeli ve bilge ağaç ve çiçeklere dokunuyor
- Ve orman içinde yetişen kekik, adaçayı, böğürtlen, yaban mersini, defne yaprağı ve bazı kök bitkilerin tadına bakabilme fırsatı yakalıyoruz.
Bu terapi methodu 5 duyumuzu da aktif ve keyifli bir şekilde kullanmamız için müthiş bir farkındalık çalışması yaratıyor. Elbette Orman Banyosu esnasında cep telefonlarınızı uçuş moduna almalı ve sadece fotoğraf çekmek için kullanmalısınız. Eğer her anı sosyal medyadan paylaşacağım diye bir strese girerseniz bu faydaları deneyimleyemezsiniz.
- Genlerimizin İfadesini değiştirir , Bağışıklık Sistemini Güçlendirir
Bağışıklık sisteminin savunma hücreleri özelliğini taşıyan NK (natural killer) denilen hücreler, kanser dahil bir çok hastalıkla savaşan hücrelerdir.Tokyo Nippon Tıp Fakültesi’nden Dr. Li ve ekibinin yaptığı bir araştırmada, bir grup gönüllüden ormanda yürümeden önce kan örnekleri alınır. Grup 2-3 gününü ormanda geçirdikten sonra kan örnekleri tekrar alınarak, terapi öncesi alınan örneklerle karşılaştırılır. Ormanda geçirilen zaman sonrası NK hücrelerindeki aktivitede gözle görülür derecede bir artış olduğu tespit edilir.
Bu sonuç, yaşam tarzı değişikliğinin epigenetik seviyede ne kadar hızlı yanıt verdiğinin çok açık bir göstergesidir.
4. Sosyalleşmek İçin Çok Sağlıklı Bir Yol
Doğa sporları yapan gruplara katılmak sosyalleşmek ve yalnızlık hissinden kurtulmak için oldukça etkili ve eğlenceli bir yol bence. Ayrıca kendiniz gibi düşünen insanlarla tanışmak içinde harika da bir fırsat olabilir . İçki, sigara, ses kirliliği olmadan doğa içinde yeni arkadaşlar edinmek isteyenlerin hemen denemeye başlamasını öneriyorum.
Ülkemizde henüz Orman Banyosu adı altında yürüyüşler yapılmıyor belki fakat hemen her şehirde trekking ve yürüyüş grupları var; internet üzerinden bölgenizdeki doğa yürüyüşleri yapan grupları bulabilir ve onlara önümüzdeki haftasonu katılabilirsiniz.Ya da arkadaşınızı, eşinizi, partnerinizi alarak yaşadığınız alana en yakın olan bir ormanlık bölgeye giderek Orman Banyosuna sizde başlayabilirsiniz.
Ebru Şinik ile İyi Ol, Mutlu Ol! | Ayurvedik Yaşam ve Wellbeing Eğitmeni