Nereden geldiği, neden kaynaklandığı belli olmayan, süreklilik arz eden, belki de bu yüzden artık şaşırmadığınız, belki bıktığınız belki de dikkate bile almadığınız engellerle karşılaşırsınız.
İş yaşamınızda ve/veya aile içinde baskı altında hissede hissede bir süre sonra baskı ortadan kalktığında bile engelleniyor olma haliniz devam eder. Sebep -cinsiyetiniz, cinsel kimliğiniz, medeni durumunuz, çocuk sahibi olup olmamanız, renginiz, siyasi görüşünüz, başarınız, başarısızlığınız, kıyafetiniz- her ne olursa olsun “mahalle baskısı” dediğimiz durumdur bu.
Bunun iş yaşamındaki karşılığı kadınların daha fazla iş yüküyle karşı karşıya kalması, daha az maddi karşılık elde etmesi ve hatta üst düzey işlere terfi edememesidir ki cam tavan sendromu olarak adlandırılır. Terfilerinin önünde yapay bir engel var gibi hissetmeleri şeklinde açıklanan bu sendromun; sadece kadınlar için değil çalışma hayatında azınlıkta olan her grup için gerçekleşme ihtimali vardır. Yapay bir engel var gibi hissetme lafı aslında olmayan bir durumun uydurulması şeklinde anlaşılıyor. Ancak, yapay engel var gibi hissedene kadar kim bilir ne kadar doğal ve gerçek engelle karşılaşılmıştır!
Gelelim bu sendromun beslenme ile olan ilişkisine…
Basmakalıp beslenme söylemleri kişilerin beslenme alışkanlıklarını maalesef oldukça derinden etkilemekte… Zayıflık bir sağlıksızlık göstergesi olmadığı gibi tamamıyla bir sağlıklı olma belirtisi de değil. Aynı şekilde fazla kilosu bulunan bir kişinin uyamayacağı diyet listeleriyle uğraşması, düzenli gidemeyeceği spor salonlarına ya da bir takım zayıflatan makinelere üye olması da şart değil. Ancak zayıf-kilolu farketmeksizin “ne oldu sana, hasta mısın?” “diyet mi yapıyorsun?” ya da “ye biraz/aslında şu ekmeği yemesen” gibi cümleler (ki bunları daha acımasız olanlara doğru uzatabiliriz…) kurmak kişinin ister istemez beslenme düzeninde cam tavan algısı oluşturur. Dolayısıyla kişi halinden memnun görünse de bu laflar karşısında ve de kendine acıyan gözlerle bakıldığı için engellenmiş hisseder.
Kişinin yanlış detoks prosedürleri ve bedenine uygun olmayan diyet tipleri seçmesi, “beslenme modası”na uymaya çalışması da bundandır. Kendini sürekli baskı altında hisseder, görünmez engeller vardır hayatında, cam tavanın altında yaşıyordur.
Glutensiz beslenme, süt ürünsüz beslenme, salt çiğ beslenme, soğuk sebze suları ile detoks, tüm gün lahana çorbası, üç gün sadece hurma, bir gün hep yumurta, su orucu, yağdan zengin/fakir beslenme, beden tipine uygun olmayan saatlerde aralıklı oruç ve benzeri beslenme modelleri sadece moda diye yapılmaz. Komşuya iyi gelen ilaçtan alıp gereksizce kullanmaya benzer. Beslenme modasına uymaktan ve cam tavanlardan kurtulmak ise bedeninizi tanımakla, ayurvedik beden tipinizi bilmekle mümkün olur.
Doç.Dr. Burcu ASLANTAŞ ATEŞ
Wellbeing Uzmanı
@bizimevinsefiburcu