Kadim bir “Koruyucu Tıp” sistemi olan Ayurveda’ya göre insanoğlu beş duyusunu kullanarak kendi kendini şifalandırabilir.
Dokunma duyumuz olan cildimiz, görme duyumuz olan gözlerimiz, işitme duyumuz olan kulaklarımız, tat alma duyumuz olan dilimiz ve koku alma duyumuz olan burnumuzun hem fiziksel, hem de zihinsel sağlığımızdaki etkileri şaşırtacak derecede kuvvetlidir.
Çünkü dünyayı duyularımızın izlenimleri ile algılıyor ve deneyimliyoruz. Bu duyularımız vasıtası ile edindiğimiz izlenimler hormonlarımızı ve bedenimizdeki diğer kimyasal etkileşimleri doğrudan etkiler. Duyularımızı bilinçli kullanarak bedenimizdeki eczacıyı uyandırabilir, bütünsel sağlık ve esenlik halimizi yükseltmek üzere şifa mekanizmalarımızı kolaylıkla uyarabiliriz. Bu yazıda özellikle dokunma duyumuzun farkında olunmayan önemini vurgulayacağım.
Dokunma Duyusu
Derimiz; terleme vasıtasıyla vücut ısısının ayarlanmasında vazife yaptığı gibi, mikrop ve parazitlerin girişini de engeller. Dokunmayı, basıncı, sıcak-soğuğu idrak etmemizde, acı ve ağrı alıcılarıyla zararlı tesirleri hissetmemizde vazifelendirilmiş binlerce reseptör ile tam bir erken alarm sistemi olarak vücudumuzun her durumdan haberdar olmasını sağlar.
Ergin bir insanın deri alanı, 1,5–1,8 m² arasında değişir. Bedenimizin en büyük organı olan derimizin ağırlığı, kişinin cüssesine göre 11–15 kg arasındadır ve insanın toplam vücut kitlesinin %16’sını oluşturur. İnsan derisinin 1 cm²’sinde 6 milyon hücre ve 500 sinir hücresi bulunur; bu sinir liflerinin toplam uzunluğu yaklaşık 80 km’dir.
Dokunarak Denge Yaratmak
Cildimizi, içimizdeki iyileştirici kimyasalları çalıştırabilen bir giriş kapısı olarak tanımaya başlayalım. Düzenli masaj ile sevgi ve şefkat dolu dokunuşlar bedenimizdeki tüm dokularda detoks görevi görür!
Günlük olarak kendi kendimize uygulayacağımız, Ayurveda’da Self-Abhyanga olarak adlandırılan masaj ile metabolizmamızı hızlandırır, zihnimizi sakinleştirir, dokularımızı toksinlerden arındırır, kas elastikiyetini geliştirir ve bağışıklık sistemimizi güçlendirerek yaşlanma sürecini yavaşlatabiliriz.
Cildimiz vücudumuzun en büyük organı olduğundan, deri tarafından emilen kimyasallar ağız yoluyla alınanlara göre daha riskli olabilir. Bu yüzden cildimize ne sürdüğümüze dikkat etmeliyiz. Kişisel bakım ürünlerimizi seçerken %100 doğal ve organik içerikli olmalarına özen göstermeliyiz.
Bünyenizi Dengeleyici Yağlar ile Şifalandırın!
Vücut nemlendiricisi ve masaj yağı seçimlerimizde cildimizin doğasını göz önünde bulundurmalıyız:
- Kuru ve İnce Ciltler: Soğuk sıkım susam ve badem baz yağları ile geliştirilmiş ısıtan yağları tercih edin.
- Hassas ve Sıcak Ciltler: Soğuk sıkım hindistancevizi, ayçiçek ve zeytin baz yağları gibi serinleten ve yatıştıran yağları kullanın.
- Yağlı ve Pürüzsüz Ciltler: Aspir, safran, ayçiçeği ve hardal baz yağları gibi hafif ve ısıtan yağları seçin.
Bütünsel anlamda sağlıklı ve zinde olmanın en iyi yolu aromatik bir banyo sonrası her gün yapılan, bünye dengeleyici saf uçucu yağlar ile masajdır.
Self–Abhyanga Masajını Nasıl Yapabilirsiniz?
- Kafa bölgenizden başlayın; ılık yağı parmak uçlarınızla başınıza uygulayın.
- Boynunuza ve ensenize aşağıdan yukarıya doğru nazikçe masaj yapın.
- Göğüs ve sırt bölgesinden sonra karın kısmınıza saat yönünde dairesel hareketlerle devam edin.
- Kollar ve bacaklarda eklemlere dairesel, uzun kemiklere aşağıdan yukarıya hareketlerle masaj yapın.
- Kalça ve basenlere ileri–geri hareketlerle devam edin.
- Ayak tabanlarınıza baskı uygulayarak, parmakları tek tek yağlayın.
- Masaj sonrası ılık suyla yıkanın.