Duygusal Açlık
Aşırı Yeme İsteğinizi Nasıl Kontrol Edebilirsiniz?
Albert Einstein deliliğin tanımını, “durmadan aynı şeyleri tekrar ederek farklı sonuçlar beklemek” olarak yapmıştır. Bu tanıma göre birçoğumuzun kilo vermek için bir diyetten diğerine koşması, başlatıp bitiremeden pes etmesi ya da sürekli yeni bir program arayışına girmesi, aslında bir döngüye hapsolmak anlamına gelir.
İdeal kiloya ulaşmak sadece gittiğiniz diyetisyen veya yaptığınız diyetle ilgili değildir. Sürdürülebilir bir şekilde aynı kiloda kalmak tamamen farkındalık seviyenizle ilgilidir. Geleneksel kilo verme yaklaşımları, bilince “kıtlık” talimatı verdiği için başarısız olur ve olmaya da mahkûmdur.
İradeniz güçlü olduğu sürece diyetleri sürdürebilirsiniz; ancak irade sınırsız bir kaynak değildir. Haftanın yedi günü, günün yirmi dört saati iradeyi koruyabilmek insan doğasına aykırıdır. İrade ilk kez zayıfladığında, bilinçaltı “yasak” olarak kodladığı gıdalara saldırır — çünkü bilinç yasakları kabul etmez. İlk fırsatta rövanşını alır.
Gerçek zayıflama, iradeyi zorlamaktan değil; bilinçle bedeni yeniden eğitmekten geçer. Farkındalık ve nefes teknikleri sayesinde kişi, bedeninin fiziksel açlık mı yoksa duygusal boşluk mu yaşadığını ayırt edebilir. Bu farkındalık, aşırı yeme isteğini dönüştürmenin ilk adımıdır.